

bu bizim
biz bizelik yeter
dokunmak ölümden uzaklaştırır.
biz bizelik yeter
dokunmak ölümden uzaklaştırır.
iyi öpüşür ve şiir satardı
köşe başlarında değil üstelik
ulu orta öpüşür gizliden satardı
a’sı düşmüş satardı
çiçeği günaha alet ederek
iyi öpüştüğünü çok duydum
ben bilmem bir arkadaşım söyledi
çok arkadaşım söyledi şiir satardı
kendi çabasının saman aleviydi
biz intiharına çok ağladık
mezarında yalnızdık
kendini satardı, duasız kaldı
iyi öpüşür ve şiir satardı
dürüstlük satardı
yalan söylerdi
çiçeği bile kullanırdı
yokluğu çabucaktı.
mezarı başında üstelik kimse
şiirden bahsetmedi
ne de dudaklardan.
bahsettiğin beyazı ve öldürdüğün çiçeği
anacağız iyi öpüşür ve şiir satardı
beş para etmez, kefenler içinde sen
iyi öpüşür ve şiir satardın
biri kaçabilir bütün beklentiler
zamanı uzatıp aşk bükerken
bu böyle devam edebilir
kelimelerdir zaten bizi yaşatmayan
sarfedilen değil için için konuştuğun
iç sohbetlerdir tüfeği icat eden
diyeceğim
sustuğunun yarısıdır
küstüğün
tıkalı olanın tamamı
böyle böyle biterdir
kaçınılmaz oğlanlar
ve zarları.
mertlik bozulur
devam edebilir
binbir yana saçılmış kalp
binbir yana saçılmış beyin
binbir parça kılcal damar
biri bin insan etmeyenlerin arasında
ile canları.
patron biz ne yazıyoruz
devam edelim o zaman
biri miyoptu dürbün taktı tüfeğe
ne kadar korkak varsa satın aldı
pencereli mağarada hayal kurmak
güzel bir hayale dönüştü korkulardan
savunmalardır zaten bize alanı dar eden
devam eden solunum tepkisidir öylece
panik halinde boğulmak 36 saniyedir
bu çocuklarda yirmiyi bulabilir en fazla
seveceğim
intiharın zıttı inattır
güldüğün
akıp gidenin debisi
evrenin son açıklamasıdır
kimbilirli kızcağızlar
ve yaşları.
sertlik gevşer
sürdüremez fazla
iç organlar sendan daha güçlüdür
iç organlar dayanmıştır sana bile
içi dış etmeyen herkesin arasında
ile kanları.
pardon biz ne yazıyorduk
başa dönelim o zaman.
şiir
yazamadığın
bitiremediğin
bölmeler olabilir
aşk
gibi
bitiremediğin
yazamadığın
birazdan gelip evi ilaçlayacaklar
kalan bu olabilir
konuşamadığın
bitirdiğin
bir şey
gibi.
Kendimle tavla atıyordum
Karşıma geçip tutuyordum
Yalnız halin ele değer halini
Şikesiz
Ama gerçek yalnız kupkuru
Bak böyleyken su çekilir çünkü
Ağlamak soyut bir hikayedir artık
Böylesi asildir kupkuru
Kalp büzülür
Deri yıpranır
Ciğer yetmez
Hormon artar
Toplar beynin
Pıhtıya çıkar
Pıhtı ne bilmezsin ama
Acını, canını açıklar
Sanki aşk kuruya çalmış
Anlatmak mutlak bir görevdir sonra
Gör söylerken iç çekilir maalesef
İyi ki yalnızlık dupduru
Şikesiz
Ölmek birkaç kanamak daha
Bu kırmızı sana doğuracak
Tek zarla yeniyorum kendimi.
Tek zarla ısrarla
Yeniyorum kendimi.
ama herkes ölürdü
tanıdığım tanımadığım
sıyırdığım yetişemediğim
saat biraz geç olurdu ben sormaya başlardım
kiminle konuşuyorum, kiminle dövüşüyorum
kaç kişi merak etmiyorum tartışagelen fikrimde
kızmıyorum garipsiyorum çünkü biliyorlar
herkes ölürdü, ben dahil, artık biliyorlar, çok iyi
ben özellikle ölürdüm
diyelim ki rastgele ölümsüzlük dağıtmışlar
oysa hep bir beyinden bağırıyorlar zaten
hiçbir ağızdan çıkmıyor bile ölmün çıtı
gözü de pus alıyordu aslında doğal sansür
kolların boğulma paniğinde gereksiz yorgun
ben özellikle ölürdüm
insanlar ölmeye başlardı
ama herkes ölürdü
sevdiğim sevmediğim
içeride kaç fikriz hiçbir fikrim yok
hemen sormaya başlıyorum sabaha uzaklığı
dar geliyor güneşin herhangi açıdan doğuşu
bir tanesi en sevdiğim ve bazen ben dediğim
yaşamı birden anlıyor şiirlerle, oratoryolarla
örneğin anlatmak istiyor aynı yol üzerinde
durdurun hep arabamı beraber varalım gibi
adımızı sorardık en azından havayı pay ederdik
az kişi binlerce kişiyi paylaşırdık haznede konuşan
ben bunun için özellikle ölürdüm
bunun için özensiz yaşarken
evet herkes yaşardı
duyduğum duymadığım
geçliğim, erkenliğim
saat biraz geç olurdu ben özlemeye başlardım
kimlerle konuşuyorsam artık dinlemelisin hepsini
kaç kişi oluruz beraber umutlanmak istiyorum
özlüyorum çelişiyorum çünkü hissediyorlar
herkes yaşardı, ben dahil, artık kızmıyorlari, çok iyi
bir de bazen aşık olmak var
herkes ölürdü
ama bu sebepten yaşardı.
güzel bir emek için
işte o zaman ben bir yaşardım
kimse ölmezdi.
neyi konuştuk da
neyi susuyoruz
yaksalar, boğsalar hatta birgün
seninle ellerini yıkasa birileri
korkuyor olmak kaybettirmez
sana ateş eden korkudur elbette
ancak dayanırsan
ancak
nala dönüşür namlu bu yolda
bize şans getirir, erdirir
yani cesur olmak korkmamak değil
bir çiçek korkmaz mı güneşten narin
ve başkaldırmaz mı beslenmek için
sonunda biz koklamaz mıyız hayatı
biraz anlaşalım herhangi bir konuda
kaygı bize aitliğimizi Dahi dar ediyor
bir otobüs insanın niye sustuğunu biliyor muyuz
bir otobüs insanın niye öldüğünü bilmekle ilgili
kendini sevmen şart değil öncelik olarak
için çağrıyordur zaten birini hoş etmeyi
tüm kurguyu düşünceyi aktarabildiğinde
sustuğumuz anların zevkine varabiliriz
her şeyin yasak olduğu birgün
seninle ellerini ısıtsa birileri
ölmüş olmak kaybettirmez
seni yakan eriyordur elbette
ancak ışıtırsan
ancak
güne dönüşür ateş bu hırsla
ufku aydınlatır, doğdurur
neyi sustuk da
şimdi ölüyoruz
çok iyi biliyoruz.
hazine
nefesindir saklı olmayan
ve aradığın durum
durum
kendini mutlu saydığındır
gömülü
hazine tam da üstünde
durduğundur.
hep girdiğim deniz
hep kıyısında güneş gördüğüm
akşamına doğru biraz şenlenip
yaşamaya dair güzel dediğim
kime şükür etmeli kurcalamadan
hep girdiğim deniz
hep peşinde kaybetmediğim zamanın
akşamına doğru yolda huzurlu
göğe bakarken durmalı dediğim
bedene kötü davranıp düşünmezken
hep girdiğim deniz
hiç sabahında telaşa düştüğüm
akşamına doğru ilk yalnızlığım
bulantının dönüşümünü bilmediğim
göğsümde bir kilo demirle otururken
hiç girdiğim deniz
hep kaygısıyla beynin suikastından
akşamına doğru bir yokluk aklımda
saatleri ayarladın mantolum dediğim
kendimi nasıl satsam paha bilmezken
ancak
anlamışsan hepsini bir dize dank ediyor
çünkü;
sevebiliyorsun,
zevk alıyorsun,
soruyorsun,
cevaplıyorsun,
güç buluyorsun,
devam ediyorsun,
anlamışsan hepsini bir dize dank ediyor:
‘zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez’
hep girdiğim deniz
hep kıyısında güneş gördüğüm
akşamına da şenlik gibi ilerlerken
herkes yaşarken güzel, anlamlı
bir saniyeyi bir anda anlamışken.
kalbimde kaç kilo pamuktur yaşamak.