Ay: Ekim 2011

koru

dibe çeken ıslak toprağı,betimle ısrarlı sarhoşa,batarken.parayı göğe koyan adama,af dile yıldızlardan.bağır.meleğim; masal ömrü boyunca;düşer saçından aklıma;siyahlıkta, duruşta.anısı korur bataklıktan.öfkelenir sesimle, düşümle.her belirdiğinde eşikte; onca işlekardında çalıştığım kapılarda.her saç siyah, her duruş zarif.benzer.içimde dua çiçeği geceye inat eder,ben seni anlattığımda kendimi anlarım.Buğra Kavukçuoğlu                           […]

Devamı

el

ellerim kanıyor dedi ellerim yok gibi acıyor ellerim kırmızı acıyor ellerime bak, kanıyor. tuttum gözlerine kadar tenini. çorba içtik umutsuzluğa karşı. birimiz beğenmedik aynada, duruşunu yanında yanımızın. diğerimiz sustuk şarap önünde, ayrılığa dair şarkılara. kimimiz öldü. ellerine baktım, çok güzeldi. Buğra Kavukçuoğlu                           […]

Devamı

seni özleme alışkanlığı

tebessüm olmuş yüzle uğurladım, tenhalık oyalayan konuklarımı. güzel ikramların güzel elleriydim ben; ama kimse kalmadı hemenden fazla. yalnızla herkesin arasında kapandı kapı, başladı seni özleme alışkanlığım. bir kedi severdim, oracıkta ölmüştü. sarıldım kahveleşmiş tabutlara dualarım bana, ölüye, sese. ama en çok kulaklara yalvardım, tanrı dönüp bakmadı göz ucuyla, başladı seni özleme alışkanlığım. yaşamadığımız bir hatıra […]

Devamı

sabaha karşı aşk

içimde bir yan; haykırma yutağında,şarkılarının yükseklerden duyulduğu,karanlıkta oturduğumuz sabah arkası.içimde bir yan; yaşlanmış duvarındangök yağmur topluyor, mumları söndürmeye.sen doğduğum gün gibisin.şehir bir anda çirkin oluyor, kovuyordüşlerini pis sokak ve caddelerinden.içim betonu kırıyor, sarmaşıkları; omuzlarımdansaçlarına dolanıyor, yıkıyor binaları bitene kadar.seni seviyorum karanlıkta sabah arkası,omzumda uyuyor yorgun saçların. ben haykırmışım cennete,duvarım yağmurda yığılmış,bir odamız kalmış şehirden geriye. […]

Devamı